Konuyu Değerlendir
  • 0 Oy - 0 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

turgay avcıdan yol hikayeleri
#1

arkadaşlar yeni okumaya başladığım bir kitap ve inanıyorum. motorsiklet tutkunu olanlarımızın cok beyeneceği ve faydalanacağı bir kitap.

ayrıca verdiği dip notlarla gelecekte yapacağımız ve yapmayı düşündüğümüz gezilere ışık tutabilecek bir kitap. ben 1 haftaya bitiririm isteyen olursada verebilirim.

satın almak için : http://www.idefix.com/kitap/iki-teker-oy...6TZ45FNVZF

Kitapta Van Golu'nden Adriyatik Kıyıları'na kadar olan gezi notları, yol hikâyeleri, rotalar ve fotoğraflar bulunuyor.
-Doğu ve Güneydoğu Anadolu
-Balkanlar
-Marmara'nin Gölleri
-Karadeniz 1 (Trabzon'un Batısı)
-Karadeniz 2 (Trabzon'un Dogusu)
-Hat Boyunca
konulu yazılar yüzlerce fotoğrafla ve pek çok haritayla süslenmiş.
Ayrica 1977'de tek silindir Planetle yapilmis bir Adana-Edirne yolculugunu yapanın agzından kendi stiliyle anlatmis.
İki tane de okuyunca insanın burnunun direğini sızlatan ama fena halde motosikletle ilgili yazı eklemiş.
Neticede 320 sayfalık bir şey çıkmıs ortaya.

Kitapdan kısa bir bölüm ;

Ürgüp’ten Yeşilhisar’a gidiyoruz…Bol virajlı asfalt bir yoldayız, Kapadokya vadileri tatlı tatlı yükseliyor önümüzde. Aylardan ağustos ama az önce yağmur çiselemiş. Toprak, gübre ve is kokuyor her yer. Tarla kenarında 8-10 yaşlarında bir çocuk görüyorum, boynunda bir sapan asılı. Tarlada yemyeşil bir bitki ekili, alabildiğine yayılmış. “Bu ne” diyorum.”Abi patates o” diyor. ”Abi, üstü yeşil böyle ama patates bunun kökünde, olunca topraktan çıkarıyoz biz” diyor…Kısa bir sessizlik oluyor, bu sefer o soruyor, “abi niye motopiskinente biniyonuz siz”... Ah be çocuk, yetişkin adama anlatamıyorum ben bunu. Sırası mı şimdi? Sahi neden motosiklet? Bir anlatmaya başlasam... Hız ya da adrenalin değil elbet, onlar çok uzak bize… Özgürlük, boşluk, hiçlik gibi göreceli şeyleri de söyleyemem…

Motosiklette önemli olan bir yere ulaşmak değil, yolda olmaktır. Sıradan bir tatilde tatil, gideceğiniz yere ulaştığınızda başlar ama motorda, marşa bastığınız anda tatil başlamış demektir.Herşey ama herşey geride kalır.Otomobilde siz bir fanusun içindesiniz ve camın öte yanından görüntüler geçer. Motosiklette ise o camın öte yanının yani içinden geçtiğiniz doğanın artık bir parçası, başrolünde oynadığınız bir belgeselin yönetmenisinizdir. Motosiklette yolda ve yolun dışında yeralan hiçbir ayrıntıyı kaçırmazsınız.O denli yola yoğunlaşmışken, ağaçtaki kuştan da haberiniz olur, 1 kilometre ötedeki derenin üzerindeki köprüyü de görürsünüz, vadinin öbür yanındaki kavak ağaçlarını da…..Motorda herşey son derece gerçektir.Karşınızdan gelen kamyonun rüzgârı, yol kenarındaki kahvedeki amcanın fırlattığı bakış, geçtiğiniz otobüsün camları, ayaklarınızın iki karış altından akan yol…..Tüm bunlar size çok yakındır ve hepsi fena halde gerçektir.

Virajlarda aylak aylak gezinmek, Van Gölü’nün kokusu, Kars’taki çay bardağı şıngırtısı, Akdeniz kıyısında kaskınıza vuran bir akşamüstü meltemi ya da Peribacalarının yüzümüze çarpan sıcağı… Günün sonunda bir pansiyondaki sıcak duş ya da bir dağ başında çadır kurmanın tatlı telaşı, medeniyetten bilmem kaç saat uzakta porselen demliğe kadar düşünülmüş bir kamp setinde çay… Başka bir ülkenin yollarında anlamadığımız dildeki tabelaları çözmeye çalışmak, Toroslarda bir köy yolunda ineklerin ve koyunların tartışılmaz geçiş önceliği, Antakya’daki muhteşem kozmopolitliğin tam ortasında soluklanmak…Başka hiçbir taşıt vermiyor bunu. Otomobilde, otobüste, minibüste olduğunu sandığınız görüş açısı motosiklette yüz kat bin kat oluyor…

Hangi birini anlatayım çocuk, de bana…”Bak böyle daha güzel değil mi, açık havada gidiyoruz, her yeri görüyoruz, yoldaki söğütlerin yapraklarına da dokunduk, her şeyin kokusunu içimize çektik, her sesi duyduk” diyorum… Anlıyor anlamasına da muzip muzip gülüyor…” Ne oldu yahu” diyorum…”Abi desene böyle daha havalı oluyor”…

Motosiklete başlamak için asla geç değil, yeterki bu “doğru” bir başlangıç olsun. A2 ehliyetinizi hakkını vererek alın, koruyucu ekipmanlarınızı tamamlayın ve başlangıçta hafif bir motosiklete -tercihan scooter- atlayın. Bakın hayatınız nasıl değişiyor, renkleniyor. Küçük motosiklet deyip geçmeyin, ben İstanbul’dan Kütahya’ya kadar 125 cc’lik bir scooter ile nefis bir yolculuk yaptığımı bilirim. Ustalaştıkça zevkinize göre farklı bir motosiklete geçersiniz ve artık hiçbir gezinizi motosikletsiz düşünemezsiniz. Şehiriçinde de kıvraklık ve park yeri konusunda hayatınızın nasıl kolaylaştığını görünce eski günlerinize hayıflanırsınız zaten…

“Hadi eyvallah, bak seneye tekrar geleceğiz, bi daha sapanla kuş vurma olur mu” diyorum… Vedalaşıyoruz. Daha önümüzde tüm Doğu var aşılacak… Van’a, Doğubeyazıt’a, Kars’a kadar gideceğiz. İki haftada ne görürsek artık. Bu lastikleri boşuna almadık değil mi, eskimeleri lazım…

Ara
Cevapla
#2

Abi okuduktan sonra alabilirmiyim senden kitabı :tamam:
Ara
Cevapla
#3

tabkiki emrullah ben sana hbr veririm okuduktan sonraaa
Ara
Cevapla


Benzer Konular...
Konu: / Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
Son Mesaj Yazar: VeYSeL
12-14-2012, 02:56 PM
Son Mesaj Yazar: VeYSeL
04-23-2011, 08:12 AM

Hızlı Menü:


Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar): 1 Ziyaretçi